Nüfusumuz Hızla Düşüyor
- Ekrem Özdemir
- 3 gün önce
- 2 dakikada okunur

TÜİK verilerine göre, doğurganlık oranı 2001 yılında kadın başına 2,38 çocuk iken, 2023 yılı itibarıyla 1,51’e gerilemiş durumda. Bu düşüşün birçok nedeni var. Bunların başında doğum kontrol yöntemlerinin yaygınlaşması, ekonomik sıkıntılar ve değişen yaşam tarzları geliyor. Ancak çoğu zaman göz ardı ettiğimiz başka bir sebep daha var: Tükettiğimiz gıdalar.
Bilinçsizce yapılan alışverişler, genetiği değiştirilmiş ürünler ve toprağın verimini artırmak uğruna kullanılan kimyasallar... Hepsi vücudumuza zarar veriyor. Özellikle paketli gıdalarda bulunan pek çok kimyasal madde; kısırlık riskini artırıyor, hormonal dengeleri bozuyor ve beyin fonksiyonlarını olumsuz etkiliyor. Bu maddelerin isimlerini araştırdığınızda yan etkilerine ulaşmak oldukça kolay. Aslında bilgiye ulaşmak kolay ama görmek istemeyen gözler için hiçbir bilgi anlamlı olmuyor.
Tüm bu fiziksel etkilerin yanında, toplumda da ciddi bir zihinsel değişim yaşanıyor. İnsanlar giderek daha bencil hale geliyor. Artık yalnızca kendi konforlarını düşünüyorlar. Çocuk sahibi olmanın getireceği zorluklar, vereceği mutluluklardan daha ağır basar hale geldi. Zaten evlilik oranları da hızla düşüyor; boşanmalar artıyor. Evlilikler uzun sürmeyince, çocuk sahibi olmak için zaman bile kalmıyor.
Buna ek olarak, devlet politikaları da kadını ev ortamından çıkarıp iş hayatına entegre etmeye yöneldi. Oysa kadın, ailenin temel direğiydi. Şimdi çocuklar yalnız büyüyor; okulda yeterince eğitilemeyen çocuklar, annelerinden de yeterli ilgi ve eğitim alamıyor. Çalışan kadın için çocuk, çoğu zaman bir yük gibi görülmeye başlandı. Kadınlar ekonomik özgürlük kazandıkça, aile bağları zayıfladı; boşanmalar hızla arttı.
Eskiden "Beyaz Türkler" arasında moda olan "az çocuk" anlayışı, bugün eğitimli kesimde yaygınlaştı. Buna karşılık, çoğu zaman küçümsenen Güneydoğulu kardeşlerimiz geleneklerine sahip çıkıyor. Kadınlarına, kültürlerine ve geleceklerine sahip çıktıkları için nüfusları artıyor. Önümüzdeki on yıl içinde, en kalabalık ve en üretken kesimi onlar oluşturacak. Çünkü üniversite mezunu olup masa başı iş bekleyenlerin aksine, üretim sektörüne onlar sahip çıkacak.
Konu derin ve dallanıp budaklanıyor. Ancak özetle; küresel sermayenin uzun vadeli planları adım adım uygulanıyor.
Ne demişlerdi?
"Barışçıl yöntemlerle dünya nüfusunu azaltmalıyız."
Comments